Büyük düşünmek gerekir bazen. Eline geçen
fırsatları iyi değerlendirmek... Bir öyle bir böyle derken, işin tadı kaçmadan,
işler daha da çetrefillenmeden… Unutuluyor burada yatıp duran servet.
Seydişehir için en önemli kültür varlığıdır Via Sebaste Yolu. Büyüyen doğa
turizmini iyi analiz ettiğiniz zaman anlayacaksınız bunu. Ama tren kaçmış
olacak belki.
Yerel yönetimlerin bilmesi gereken bir nokta: Doğa
sporcuları bir kente ne kazandırır? Lojistik için araba kiralarlar. Uzun süre
dağda kalacak olmanın vereceği ayrılık duygusu ile, son kez güzel bir yemek
yerler. Dağda kalacağı sürede lazım olan her şeyini o kentten satın alır. Ulaşım sorunları
nedeniyle veya konfor beklentisi nedeniyle ilk gün veya son gün mutlaka
otellerde konaklayanlar olur. Popüler olmuş yürüyüş yollarında olduğu gibi
köylerde ve yaylalarda kamping alanları, bungalov konaklama, lokantalar açılır
ki en güzeli bunun başarılmış olmasıdır. O kentin kendi yürüyüşçülerinin o
bölgeyi yürüyüp durması, o kente bir şey kazandırmaz. Buna sevinmek, o kentte
doğa sporlarının gelişmesi dışında, boşuna bir sevinçtir.
Daha önce de birçok yerde bu konularda yazdım,
uluslarası sempozyumlarda bildiri sundum. İnandığım yolda ilerlemeye devam
ediyorum. Yazdığım yazıların iyi ses getirdiğinin, ilgililerce takip
edildiğimin de farkındayım. Roma yolları üzerine çalışan birçok akademisyen
çalışmalarında kitabımdan alıntılamalar yapmakta, fotoğraflarımı
kullanmaktalar. Bazıları bunu izinsiz olarak da yapmakta. Kullanılsın.
Memlekete faydalı olacak her konuda ben varım. Gelin Seydişehirliler, şu işi resmi
bir platforma dökelim ve Seydişehir’de var olan bu hazineyi işler hale
getirelim.
Şimdiye kadar yapılan yanlışları ve
yapılamayanları unutup bir dizi çalışma içine girelim. Bahsettiğim şey,
Seydişehir’e turist çekecek en büyük projedir. Diğerlerini geçin. Beyşehir’de
Beylikler Dönemi camisi var, Bozkır’da Anadolu’da Hristyanlığı kabul eden ilk
kent ve Bizans İmparatorlarının yurdu var, yanı başında Kilistra gibi büyük ve
çok önemli bir kent var… Kim gidiyor Allah aşkına. Bu değerler o kentlere ne
kazandırıyor? Hemen hemen hiçbir şey. Bu yüzden Seydişehir’deki önemli kültür
varlıklarının gün yüzüne çıkarılması, korunması, restorasyonu vs’nin önemi bir
kenarda dursun, Seydişehir’e bir kazanç kapısı açmayacaktır. Türbelerden
–ekonomik anlamda- ümidinizi geçin.
Via Sebaste, büyük bir yol ağıdır. Seydişehir,
Akseki ve Gündoğmuş bölgelerindeki yol kalıntılarını görebilmek mümkün. Az da
olsa Bozkır sınırları içinde de bu yolun yaşayan kısımları var.
Doğa yürüyüşü yapan kişiler, yürüdüğü yolun
bir hikayesi olmasını ister. Bu çok önemli bir konudur. Değilse ülkenin her
yerinde orman yolları ve patikalar var. Seydişehir’deki antik yolların da bir
hikayesi var. Hem de bu hikaye iki bin yıl önce yazılmış. Bu hikaye ile yola
çıkmalıyız ilkin. Yolun tam keşif ve haritalandırmasını yaparak bunları
internet üzerindeki yürüyüşçülerin sıklıkla başvurduğu rota sitelerine atalım.
Türkçe, İngilizce, Rusça, Almanca ve İtalyanca olarak broşür basalım, hali hazırda
bu yolların tarihini anlatan Homonada adlı kitabımı da bu dillere çevirelim.
Yol işaretlemelerini yapalım. Ancaaaaak!!!! Burada bir hususa dikkat çekmek
isterim. Türkiye’de bolca karşılaştığımız bir hatayı biz de yapmayalım. Yerel
yönetimler, bir yerlerden duyarak, bizim olayımızla hiç ilgisi olan birkaç
kişiyi hatta akademisyenleri rota yapıcılığı konusunda memur atayıp, rota
çizdirmekte ve yürüyüşçülerin birden bire işaretlenmiş o yola gelmesini
beklemektedirler. Yüz yıl bekleseler kimse gelmez. Bu işler öyle kolay
değildir. Önce şartların olgunlaşması gerek. Yukarıda bahsettiğim üzere, yolun
hikayesi olmalı ve bu hikaye kitaplaşmalı, broşürleşmeli. Sonra rota yapan
kişiler veya dernekler, hedef kitleyi bölgeye taşıyabilecek kapasitede ve
dağcılık çevresinde tanınmış ve güvenilir kişiler olmalı. Rota en az 7 günlük
bir rota olmalı ki çok uzaklardan gelen kişiler için yol çektiğine değsin.
Bunları neden sıralıyorum, daha önce yaşadığım olaylardan dolayı…
Yapılması gerekenlere devam edelim: Yılda bir
defa Via Sebaste Şenliği ve Ultra Maratonu düzenlenmeli. Şenlik “buff”ı veya
şapkası veya tişörtü basılıp katılımcılara dağıtılmalı, ilk gün katılımcılarla
kortej yürüyüşü yapılmalı ve şenlik Hükümet Konağı önünde tören yapılarak
başlatılmalı, burada katılımcılara Katılım Belgesi dağıtılmalı. Birkaç yıl üst
üste bunları yaptığımız zaman, artık doğa sporları ile uğraşan herkes bu yoldan
haberdar olmuş olacaktır.
Tüm bunlar için ise yerel yönetimlerin desteği
ile Kalkınma Bakanlığı’na bağlı ilgili ajanslardan destek alınırsa işler çok
daha kolay yürür.
Gelin geç olmadan Via Sebaste’yi
canlandıralım. Bireysel çabalarla ancak bu kadar olur. Tüm iyi niyetimle
beklemeye devam edeceğim.
Sağlıcakla kalın.
Mehmet Gültekin
Doğa Sporcusu
0 Yorumlar